egt sosyolojisi 12 - Toplumsal Bir Sistem Olarak Okul

Toplumsal Bir Sistem Olarak Okul

Okunma süresi: 5 dakika

Toplumsal bir sistem olarak okul, okul toplumsal bir sistemler bütünüdür. Kendine özgü bir kültürü vardır. Ancak okul kültürünü diğer toplumsal kurumların kültürden ayıran bazı temel özellikler vardır. Çocuğun okulda bir takım hak ve yükümlülükleri vardır. Çocuğun okula devamı, dersleriyle uğraşması, kendisini sınıf arkadaşlarıyla karşılaştırması ve okul eylemlerine katılması istenen davranışlardır.

Aile ile karşılaştırıldığı zaman, okuldaki ödüllendirmeler, dereceler, ilerlemeler, bazı eylemlere katılmaya müsaade, önderlik durumları ve övme oldukça biçimseldir. Okul, aile gibi toplumun yetişkin otoritesini teşkil eder. Yerleşmiş kuralları ile biçimlendirilmiştir.

Yazıda Neler Var?

Toplumsal Bir Sistem Olarak Okul ve Kültürel Özellikleri

Okulun toplumsal bir sistem oluşu, onun kendine özgü bir kültürü olmasından dolayıdır. Okul şu kültürel özelliklere sahiptir:

Okulun istikrarlı bir nüfusu vardır: Öğrenciler çeşitli toplumsal sınıf ya da etnik kökenden gelmesine rağmen, belirli bir okulda toplandıkları zaman homojen (tekdüze) bir grup olmaktadırlar.

Okulun açıkça ifade edilmiş siyasi bir yapısı vardır: Okul, otorite ilkesine göre örgütlendiği için otokratik bir görünüme sahiptir. Okulun yetişkin personeli tarafından sağlanan bu otorite, okul yöneticilerini ve öğretmenleri her türlü tehlikelere karşı korur. Örneğin, öğrencilerden, ebeveynlerden, üst yöneticilerden, birbirlerinden ve mezunlardan gelebilecek tehlikeler.

Okulda bir toplumsal ilişkiler ağı vardır: Okul içerisinde pek çok kişinin bir arada birbirlerine yakın olarak beraberlikleri, onları samimi ilişkilere itmektedir.

Okul üyeleri arasında «biz» duygusu egemendir: Grup istikrarı, içli dışlı samimi birleşim, grubun ayırt edici simge ve giysileri ve grubun diğer etkilerden soyutlanışı güçlü bir «biz» duygusu oluşturur.

Okulun kendine özgü bir kültürü vardır:

Okul içerisinde gelişen bu kültür, kısmen farklı yaş düzeyindeki çocuklar tarafından; çocukların oyun gruplarında hâlâ yaşayan eski kültürden, yetişkin kültürünün basit biçimlerde değiştirilmesinden ya da öğretmenlerin çocukların eylemlerini kanalize etmelerinden ortaya çıkar.

Okulun Özellikleri

1. Biçimsellik

Okul yaşamı oldukça şekillendirilmiştir. Öğrencinin hangi günün hangi saatinde ne tür etkinliklere katılacağı çok önceden planlanır.

Yöneticinin, öğretmenin ve öğrencinin okuldaki yerleri, araçları ve odaları birbirinden tamamen ayrıdır. Okul dışı etkinlikler, spor, akran kültürü ve kısmî öğretmen öğrenci ilişkisi informal yollarla gerçekleşir.

Karmaşık inançlar, değerler, gelenekler, düşünce ve davranış şekilleri okulu diğer kurumlardan ayırır. Okul, bu öğeler arasındaki çatışmaları yatıştırıcı bir rol oynar.

Özel okul toplantıları, sportif etkinlikler, yıllık özel şenlikler, mezuniyet törenleri, özel haftalar ve uygulanışı, okul şarkıları, simgeleri, şakaları, eğlenceleri okula özgüdür.

2. Bürokrasi

Bürokrasi, sistematik olarak eşgüdümlenmiş geniş çaptaki yönetimsel görevlerden oluşan, çok sayıda bireylerin çalıştığı bir örgütlenme türüdür. Max Weber, ideal bürokrasinin şu özelliklere sahip olması gerektiğine vurgu yapmaktadır:

Örgütün amaçlarına uygun sürekli eylemler, resmi görevler olarak belirlenmiş ve üyeler arasında dağıtılmıştır.

  • Örgüt, hiyerarşik bir yapıda örgütlenmiştir.
  • İşlemler, soyut kurallar sisteminden ve bu kuralların ve bu kuralların özel vakalarda uygulanmasından oluşur.
  • Yönetim sürecinde duygulara yer verilmez, tüm olaylara kişisel olmayan bir ruhla yaklaşılır.
  • Meslekte ilerleme, bireylerin beceri ve yeteneklerine bağlıdır.
  • Kişisel olmayan kurallarla işleyen yapının en yüksek verimi elde etmesi beklenir.

3. Öğrenci Etkileşimi

Okulda öğrenciler arasında informal olarak daima bir toplumsal örgüt vardır. Bu örgüt, kendi sıralanma ve saygınlık sistemine sahiptir. Yetenekleri yönünden farklı öğrenciler, oldukça fazla davranış kalıplarına sahiptirler. Statü farklılaşmasına neden olan bazı faktörler:

  • Toplumsal sınıf farklılıkları,
  • Atletik yetenek,
  • Okul dışı etkinlikler,
  • Fiziksel çekicilik,
  • Kişilik özellikleri,
  • Sınıf mümessilliği.

Okulun Toplumsallaştırma Özelliği

Okul, çocuğun toplumsallaşmasında önemli bir rol oynar. İlkokul ve ortaokulun farklı toplumsal yapıları, çocuğun toplumsallaşmasında farklılık gösterir. İlkokuldaki öğrenci, tek bir sınıfta genellikle tek bir öğretmenin denetimine girmekle birlikte, ortaokul öğrencisi, birden çok sınıflarda çok sayıda öğretmenle karşılaşır. Daha geniş ve karmaşık ilişkiler ağı, çocuğun uyarılmasında güçlükler yaratabilir. Okulun başta gelen toplumsallaşma işlevi, çocuğu eğitmektir. Eğitim de kültürün temel bilgi ve becerilerini nakletmek demektir.

Öğretmenler de çocuğun toplumsallaşmasında önemli bir rol oynarlar. Öğretmenler bazı ortak değer ve düşüncelere sahiptiler ki, öğrenciler bunlardan kaçmayı düşünemezler. Örneğin; yetişkin otoritesinin gerekliliği, disiplin gereksinimi, öğretim bilgi ve eğitsel başarıyı temsil etme, doğru konuşma, kamu mallarına saygı, kibarlık, düzenlilik…

Öğretmen, öğrenci için bir rol modeli olarak öğrencinin sosyalleşmesine yardımcı olur. Fakat burada öğretmenin toplumsal sınıfı, onun tüm öğrenciler için bir rol modeli olmasını engeller. İşçi çocuğu, öğretmeni model alırken, üst sınıf çocuğu onu model almaz.

Ahlak Eğitimi

Toplumsal bir olgu olan ahlak, bireyin dışında yer alan, ona kendisini dışarıdan dayatan ve zamanla içselleştirilen kurallar sistemidir. Toplumda başarılı bir ahlak eğitiminin olmaması büyük sorunlara neden olur. Ahlak eğitimini iki grupta toplayan (a. Ahlaki öğeler, b. Ahlaki öğelerin çocukta oluşturulması) Emile Durkheim, bu eğitimin üç öğesi olduğunu savunur:

  • Disiplin anlayışı,
  • Sosyal gruplara bağlılık,
  • İrade özerkliği.

Ahlak kuralları, otorite düşüncesine ve disipline dayanır. Disiplin ise davranışları düzenleme amacı güder. Disiplin, insanların birlikte yaşamasını kolaylaştıran bir role sahip olup, yararlı eylemlerin ortaya çıkarılmasını mümkün kılar. Ahlak kuralları yoluyla insan davranışlarının sınırları belirlenir. Emir veren disiplin yoluyla bu sınırların dışına çıkılması engellenir.

Durkheim’e göre insan, yaşamını devam ettirme ve olanaklarını geliştirme amacı güder. Yaşamsal olanakların geliştirilmesi ise bireyin içinde yaşadığı insan topluma benzeyebildiği ölçüde mümkün olabilmektedir. Ahlaki olabilmek, içinde yaşanılan topluma bağlanmak ve dayanışma ile mümkün olabilmektedir. Çocuk aileden başlayarak içinde yaşadığı topluluğa bağlanmayı ahlak eğitimi yoluyla gerçekleştirir.

Ahlak öğretmeni, sadece iyi davranış kurallarını değil, aynı zamanda pratiğini de öğretmelidir. Bunu da kendisi izleyenlerine rol modeli olarak yapabilir. Kendisinin de uyguladığı bir dizi beceri ve bilgi kümesini öğrenciye öğretir ve bir davranış biçimi aşılar. Okul yaşamında kazanılan bu bilgi, beceri ve davranışlar daha sonraki yaşamda da sergilenir. Böylece okulda kazanılan ahlaki davranışlar toplumun bütün bireylerinde görülebilir.

Disiplin anlayışı, bireyin kendisine hakim olarak düzenli bir yaşam geçirmesini mümkün kılar. Disiplin anlayışının kazanılmasında okul aileye göre daha etkilidir. Okulda her öğrencinin uyması gereken bir takım kurallar seti vardır ve her öğrencinin bunlara uyması sağlanır. Çocuklar da yetişkinler gibi, kendilerini denetleyecek ve destekleyecek bu kurallar setine ihtiyaç duyarlar. Okul, kulların uygulanmasında ödül ve cezayı birer araç olarak kullanır.

J. Dewey’e Göre Okulun İşlevleri

A. Basitleştirme

Çağdaş uygarlık oldukça karmaşık, muğlak, çeşitli öğelere sahip olup; birbiri içerisine girmiş sayısız ilişkilerle doludur. Çocuk bunların en önemlilerini paylaşıp en uygun durumda yer alacak değildir. Paylaşamadığı bilgiler onun için bir anlam ifade etmeyecek ve bunları kendisine zihinsel olarak mal edemeyecektir. İşte bu karmaşıklığın giderilmesinde okul denilen örgütün önemli bir işlevi vardır. Bu işlev de karmaşık bilgileri basitleştirmektir. Çocuğa basit sade bir çevre yaratmaktır. Okul, çocuğun karşılık verebileceği temel özellikleri seçerek ilerici bir düzen kurmuş olur.

B. Temizleme

Mevcut çevrenin zihinsel alışkanlıkları etkileyen değersiz, işe yaramaz, zararlı özelliklerini olanaklar ölçüsünde ortadan kaldırmak okulun görevidir. Böylece okul, arınmış ve temizlenmiş eylemler düzenini sağlar.

C. Denge Kurma

Okul, toplumsal çevrede çeşitli öğeleri dengeleştirir ve bireyi içinde doğduğu en yakın toplumsal grubun sınırlamalarından kurtarmak ister ve onu daha geniş bir çevre ile temasa geçirir. Onu, topluluktan toplum yaşamına ulaştırır. Bu da, bireye hareketlilik olanağı sağlar. Bu suretle her bireye bir denge sağlamış olur.

Okulun Rol Yapısı

Okulun bürokratik yapısı içerisinde rol alan müdür, müdür yardımcıları, uzmanlar, öğretmenler ve öğrenciler değişik roller oynarlar.

Müdür

Hiyerarşinin tepe noktasında bulunur. Okulun iç (öğretim programı, öğretmen ve öğrencilerle ilgilenme) ve dış (okul dışındaki toplumsal gruplarla ilişkiler) ilişkilerini düzenler. Müdürlerin öğrenci başarısı üzerinde dolaylı bir etkileri vardır.

Rehberlik Uzmanları ve Psikolojik Danışmanlar

Öğrencilerin eğitsel ihtiyaçlarının karşılanması doğrultusunda öğrenci, aile ve öğretmenle sağlıklı ilişkilerin kurulması ve sürdürülmesi; başları sıkıştığında onlarla yakın ilişkiler kurulması danışmanların temel rollerini oluşturur.

Eğitimde rehberlik hizmetleri, öğrencinin eğitsel, mesleksel ve kişisel sorunları ile ilgili birçok psikolojik yardım çalışmalarını içerir. Bu hizmetler, öğrencinin duygusal kapasitesini de geliştirmeyi amaç edinerek bireyin kendisini gerçekleştirmesine yardım eder. Böylece birey, kişilik özelliklerini gerçekçi bir gözle algılar; yaratıcı ve değişmeye açık bir duruma gelir.

Öğretmenler:

Genellikle devlet memuru oldukları için bağımlıdırlar. Kendileri ile ilgili konularda söz sahibi değildirler. İş standartları konusunda denetimleri yoktur. Kimin okula alınması ya da alınmaması konusunda söz sahibi değildirler. Terfi, ceza, ödül konularında müdüre bağlıdırlar. Müdürle ilişkileri formaldir. Ancak müdür belli ölçüde etkileyebilirler. Müdürlere göre kendi alanlarına daha uzman olmaları, onlara bir anlamda bağımsızlık sağlar. Sınıf içerisinde de kendilerine özgü bir bağımsızlığa sahiptirler.

Öğrenciler:

Okul nüfusunun çoğunluğunu oluşturmalarına rağmen rol hiyerarşisinin en altında bulunurlar. Okulun müşterileri olmalarına rağmen, söz hakları yoktur. Okulun temel kararlarına katılmazlar. Öğrenciler hakkında nelerin iyi olduğuna yetişkinler karar verirler.

Okul Etkililiği

Bazı eğitimcilere göre okulun öğrenci başarısına etkisi yoktur. Bazı araştırmacılara göre de okul başarıyı etkilemektedir.

Alan Wilson araştırmasına göre, alt sınıf erkek çocuklar, orta sınıfın çoğunlukta olduğu okullara giderlerse, eğitsel beklentileri alt sınıftaki bir okuldakinden yüksek daha olmaktadır. Wilson’a göre okulların çeşitli toplumsal sınıflardan çocukları bir arada barındırması yararlı sonuç verecektir.

Değişik çevrelerden gelen çocuklar beraber oturdukları zaman başarı olumlu yönde yükselmektedir. Bunda kuşkusuz arkadaşlık etkili oluyor. Okulun fiziksel olanaklarının başarıyla kessin bir ilişkisi olmadığı kanaati yaygındır.

Prof. Dr. Mahmut Tezcan’ın Eğitim Sosyolojisi kitabından yararlanılarak bu ders notu oluşturulmuştur.

Eğitim Sosyolojisi Wikipedia

Yazar: Mehmet Emin Soylu

Ben Mehmet Emin Soylu 2008 yılından bugüne, İnternet ve teknoloji ile ilgileniyorum. Teknoloji, tasarım ve eğitim gibi konularda yazılar yazıyorum.

1 thoughts on “Toplumsal Bir Sistem Olarak Okul

    Yasemin Ender

    (15 Ekim 2019 - 02:29)

    Eğitim sosyoloji ile alakalı güzel yazılarınız var aradığım içerikleri rahatlıkla bulabiliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir